Çağını aşan bir eğitim anlayışına sahip olan Mustafa Kemal Atatürk, bilim dili olarak kullanılan Farsça ve Arapça yerine Türkçeyi öne çıkararak dilimizi bağımsızlığına kavuşturmuş, yüceltmiş ve "Türk demek dil demektir. Ulusallığın çok belirgin özelliklerinden birisi dildir. Türk ulusundanım diyen insanlar her şeyden önce ve mutlaka Türkçe konuşmalıdır. Türkçe konuşmayan bir insan Türk kültürüne, topluluğuna bağlılığını öne sürerse buna inanmak doğru olmaz" diyerek dil konusunun önemini vurgulamıştır.
Aydın kişi, Türkçenin sadeleştirilmesi için özen göstermeli, dilimizi kirleten yabancı sözcükleri yazı ve konuşma dilinden çıkarmak için çaba harcamalı ve bilim dili olarak da Türkçeye önem vermelidir. Ulusal bir bilim dili yaratmaya katkıda bulunmak da her aydının görevidir. Bu konuda son yıllarda pek çok çalışma yapılmış ve her bilim dalı, dilini Türkçeleştirmek ve sadeleştirmek için ciddi bir çaba içine girmiştir. Türk Kardiyoloji Derneği’nin bu konudaki duyarlılığı da bilinmektedir. Daha önce hazırlanıp basılmış sözlüklere sahip olan derneğimiz, bu yıl kardiyoloji bilim dilinin yeniden gözden geçirilerek düzenlenmesi görevini bize vermiştir.
Bu onurlu görevi aldığımızda nasıl bir yaklaşım içinde olabiliriz kararını verirken çok düşündük. Dile yerleşmiş Latince, Farsça, İngilizce ve Fransızca pek çok yabancı sözcük olduğunu ve bunların hem konuşma hem de yazı dilimizde büyük yer tuttuğunu göz önüne alarak görevimizi nasıl yapacağımız kararına ulaştık. Öncelikle, kullanılan yabancı sözcüklerin anlamlarını, sözlüklerde olduğu gibi, açıklamak yerine onlara bire bir Türkçe karşılıklar vermeyi yeğledik. Böylece bu eserin adı “Kardiyoloji Terimler Sözlüğü” değil “Kardiyoloji (Yürek Bilimi) Türkçe Terimler Kılavuzu” oldu.
Çalışmamızı, ülkemizde başta Türk Dil Kurumu’nun Türkçe ve İngilizce sözlükleri olmak üzere, üniversitelerin çalışmalarını ve bireysel olarak basılan pek çok yayını kaynak alarak gerçekleştirdik. Konuşma dilimize girmiş yabancı sözcüklerin Türkçe kurallara göre yazılışını verdikten sonra bunlara uygun görülen Türkçe karşılıklarını yazdık. Her sözcüğü tek tek irdeleyerek, doğru yazılışlarını da yazım kılavuzlarından pek çok kez kontrol ederek ya da Türkçenin kurallarını göz önünde bulundurarak seçtik. Çok kullanılan bazı İngilizce sözcükleri de italik yazarak Türkçe karşılıklarını verdik. İtalik yazılan sözcüklerin Türkçelerinin zaman içinde bulunacağını umuyoruz. Yabancı sözcüklere her zaman karşılık bulamadık ve onları sadece doğru yazılışları ile bıraktık.
Pek çok sözcüğün Türkçe karşılığı belki de ilk bakışta yadırganacaktır. Ancak, nasıl ki Türkçemiz hızla yabancı dillere değişim gösterdiyse, bizlerin çabasıyla ve bu sözcükleri sıklıkla kullanmamız sayesinde, söz konusu terimler dilimizde yeniden arınma şansına sahip olacaktır. Yıllar önce kullandığımız şart, problem, cevap gibi kelimelerin yerine bugün çok doğal bir biçimde koşul, olanak, yanıt sözcüklerini kullanıyoruz. İnanıyoruz ki şimdi yadırgayacağımız sözcükler ileride benimsenecek ve dilimize yerleşecektir.
Tüm gücümüzle uğraşmamıza karşın eksiklerimizin ve eleştiriye açık pek çok noktanın olması kaçınılmazdır. Dilin özelliği devingen oluşudur. Zaman içinde değişime, gelişime uğrar. Yeni sözcükler bulduğumuzda, bu sözcükleri Türk Dil Kurumu’nun önerileri ile genelağdaki kılavuzumuza ekleyeceğiz. Göreve başlarken önerilere açık olduğumuzu e-mektup ile herkese duyurmuştuk. Ancak çok az kişiden öneri geldiğini üzülerek belirtmek isteriz. Eserin ortaya çıkışında aylarca süren çabaları için kurul başkanı Prof. Dr. Cengiz Yakıncı ile Prof. Dr. Hamza Zülfikar başta olmak üzere Türk Dil Kurumu Tıp Terimleri Kurulu’nun değerli üyelerine ne kadar teşekkür etsek azdır.
Her konuda olduğu gibi dil konusunda da bir başlangıç gereklidir. Kardiyoloji (Yürek Bilimi) Türkçe Terimler Kılavuzu’nun da bu başlangıca bir adım sayılmasını diliyor; alanla ilgili bilim insanlarının konumuza karşı duyarlı olmasını bekliyoruz.
Prof. Dr. Esmeray Acartürk
Prof. Dr. Vedat Sansoy